Kurban Bayramında Büyükada

 

 

Kurban Bayramının birinci günü. 

Sabah ders verdikten sonra adaya doğru yola çıktık.  Saat on iki gibi metrobüse bindik, sonra Mecidiyeköy'de metrobüsten metroya, Taksim'de metrodan fünikülere geçip Kabataş'ta vapura bindik. Bayramda İstanbul'da toplu taşma ücretsizdi.

 Vapurda pencere kenarında oturmak istedim ama maalesef yer kalmamıştı. Kabataş'tan Büyükada'ya yaklaşık iki saat sürer. Simit yiyip sohbet edip manzaraya bakarak vakit geçirdik. Adaya sekiz ay önce gitmiştik ama bu sefer daha çok heyecanlıydım şimdi tam begonvil mevsimi diye....



 

 

 



insanlarla dolu vapur


Büyükada'ya saat 4 gibi vardık. İskeleden kalacağımız otele kadar yürüdük. İskeleye yakın yerlerde turist doluydu. Herkes geziyor dondurma yiyor kafe ve restoranda oturup yemek yiyordu. Yürümeye başladıktan 20 dk sonra sonunda otele vardık. Evden çıkalı dört buçuk saat olmuştu.


 


 

 




Büyükada iskelesi









Eşyalarımızı bırakıp otelden çıktık ve gezmeye başladık. Yaşadığımız yer ve adadaki hava tamamen farklı olduğunu hemen hissettim. Ağaçlar ve toprak kokusunu daha net hissedebildim.

 Akşam yemeğini deniz kenarındaki restoranda yedik. Patılcan ezmesi ve köfte söyledik. Akşam yemeğinde Mustafa bir tane bira içti. Sonra biraz sarhoş gibi oldu. Yüzü ve elleri sımsıcak oldu ve begonvilin kokusunu aldı ve sarhoş Mustafa’yi seven kediler ona geldiler. Yemekten sonra yine gezdik ve daha önce adaya  geldiğimizde oturduğumuz aynı çayhanede çay içtik.


 









 

 

 




Saat geç oldu ve otele döndük. Yolda bulunan bakkaldan dondurma alıp oteldeki terasta  yedik. Sonra otele yakın yerlerde yine biraz gezdik. Yolda kuşun tüyini buldum ve Mustafa'ya hediye ettim.

 


 







O kadar çok beğenmemiş hemen yere attı.





Zon.




コメント

人気の投稿